2 Mart 2015 Pazartesi

Legend of Gays

Bir efsanemizin olması gerektiğini düşündüm ve yunan mitolojisiyle bağdaştırdım. İşte ortaya böyle bir şey çıktı. Keyifli okumalar :)
Olympos Dağı

Efsanemiz güzeller güzeli Medusayla başlıyor. Medusa Gorgon kardeşlerin tek ölümlü olanıdır. Ölümlü olmasından mıdır nedir. Yeryüzünün ve kainatın en güzel kızıdır. O kadar güzeldir ki bütün tanrıları kendine aşık eder. Tabi tanrıçaları ve yeryüzündeki kadınları kıskançlıktan çatlatması da yanında cabası :D Bu yüzden Medusa kendini tanrılara adamış ve Athena'nın tapınağına yerleşmiş. Athena ise Zeus'un kardeşi Poseidon'la birlikteymiş o zamanlar. Poseidon bu güzel kızın farkındaymış. Fakat tanrılar katında bir ölümlüye aşık olduğu için küçük düşmekten korkup Medusa'ya olan ilgisini gizlemiş. Gel zaman git zaman Athena bir gün her şeyi bilen baş tanrı Zeus'tan Poseidon'un Medusa'ya olan ilgisini öğrenmiş. Poseidon bu ilgisini şiddetle reddetmiş ve Athena'ya kainatın ve yeryüzünün en güzel kadını olduğuna dair yeminler etmiş. Tabi Athena'da bunu hemen yemiş. Athena'da Medusa'nın güzelliğinden başta etkilenmiş ama kendisinin daha güzel ve çok daha zeki olduğunu kabullenip çok fazla önemsememiş.

Poseidon'un aklı hala Medusa'da tabii boş dururmu :D Arada bir aklını kaçıracak gibi oluyormuş. Medusa'yı hayal edip mastürbasyon falan yapıyomuş :P :D asddafsafsasdf Bir gün uçkuruna yenik düşüp gizlice Athena'nın tapınağına gitmiş. Orada hamamda cariye kovalar gibi Medusa'yı kovalamış :D Yakaladığı yerde de tecavüz etmiş. Dünyalar güzeli Medusa da harap bir şekilde utancından kimseye söyleyemeyip tapınakta kalmaya devam etmiş. Ben olsam gider Zeusa şikayet eder cıngan çıkarırdım valla :D Neyse. Çok geçmeden Athena durumu öğrenmiş. Sinir küplerine binen Athena ''Öyle birden öldürmeyeceğim onu... Büyük acılar çektireceğim...'' demiş. Tabi Poseidona hiç toz konduran yok yani. Bütün suç Medusa'ya yüklenmiş. Athena Medusa'yı lanetlemiş. Önce o güzelim saçlarını yılana çevirivermiş. Sonra yüzünü kimsenin bakamayacağı kadar çirkin yapmış. Sinirini yeteri kadar alamayınca en son olarak ona bakmaya çalışanların taşa dönüşeceği bir büyü yapmış. Daha sonra dünyanın en kuzeyindeki Hyperborea'ya sürülmüş. Şimdi buraya kadarını herkes biliyor. Önemli olan buradan sonraki kısım.

Medusa'nın kafasını kesen Perseus heykeli
Medusa bu olanları kendine haksızlık saymış ve bütün bu olanlardan Poseidon'u sorumlu tutmuş. Fakat sorumlu tutsa ne yazar. Adam üç büyük tanrıdan biri, ölümsüz... Uzun bir süre düşündükten sonra Poseidon'u lanetlemeye karar vermiş. Fakat büyülerle arası pek iyi olmayan Medusa'nın yapacağı büyünün Poseidon kadar güçlü bir tanrıya etki edeceğinden şüpheliymiş. Fakat yinede kararlıymış. Ona yapılan haksızlık yanına kar kalamazmış. Bunun üzerine büyüler üzerine çalışmaya başlamış. Defalarca çalışmalar yapmış ve sonunda istediği büyüyü yapmayı başarmış. Bu büyü bir erkeğin kadına olan isteğini köreltiyormuş. Bir gün gizlice Olympos Dağına gidip Poseidon'un içkisine bu büyüyü karıştırmış. Fakat Poseidon büyüden etkilenmemiş. Yine karılar kızlar Ohhh :D Bu sırada Athena Medusa'ya olan öfkesinin bitmediği fark edince üvey kardeşi Perseus'tan Medusa'yı öldürmesi için yardım istemiş. Perseus ise yardım isteğini kabul ederek. Medusa'nın kafasını gövdesinden ayırmış. Kızcağız intikamını alamadan ölmüş anlayacağınız. Bu sırada Poseidon dünyaya gidip kadınlarla beraber olmaya devam ediyormuş. Fakat Poseidon'dan doğan yeni çocukların diğer çocuklardan farklı olduğu görülmüş. Bu çocuklar çok tatlılarmış ve hepsi erkek doğuyormuş. Büyüdükçe de daha bir yakışıklılık ve cazibe katıyorlarmış kendilerine. Böyle nasıl desem Yolda belde gören kızlar peşlerini bırakmıyorlarmış (Justin Bieber'in türk hayranlarının çığlıklarını, ağlamalarını falan hayal edin...) :DD Her yönden kusursuz, mükemmel görünen bu oğlanların bir kusuru varmış. Kızlardan değil erkeklerden hoşlanıyorlarmış. Bütün bu farklılıkların sebebinin kaynağı Medusa'nın yaptığı büyüden kaynaklanıyormuş. Poseidon büyüden etkilenmemiş fakat doğan oğulları büyünün etkisi ile doğmuşlar. Bu çocuklar kızlardan etkilenmiyormuş. Büyünün kestirilemeyen tarafı ise bu çocukların hemcinslerinden hoşlanmaya başlamış olmalarıymış. Daha sonra bu oğlanların sayıları giderek artmış. Tüm dünyaya yayılmışlar. İşte bu oğlanlara günümüzde eşcinsel gay homoseksüel isimleri ile hitap ediliyor.

Bizler denizler ve okyanuslar tanrısı Poseidon'un soyundan gelen insanlarız. Sıradan insanlarla kıyaslanamayız. Yaptığımız işlerde diğer insanlardan daha ön planda ve daha başarılı olmamızın sebebi budur. Şehvetimiz ve aşka olan tutkumuzun kaynağı Poseidon'dan gelir. Bu sebepten dolayıdır denizi sevmemiz; kıyı şehirlerde yaşamamız. Çünkü su bizi rahatlatır. Poseidon'a yakın olmak bizi rahatlatır... Sakın ola ki kendinizi dışlanmış küçük görülmüş hissetmeyin. Artık nereden geldiğinizi biliyorsunuz. Neler yapabileceklerinizi de.

Efsaneyi sadece gaylere göre uyarladım. İsteyen diğer LGBTİ bireyleri kendilerine göre hayal edebilirler. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Renkli günler dilerim :)) Tabi Bay Geyik farkıyla :D

23 Eylül 2014 Salı

This is Ricki Hall Bitch

Herkese selam :) Eveeeeet bu hafta oğlan kesiyoruz ve benim için sıradan bir oğlan değil bu kişi. Biricik platoniğim, hayatımın aşkı... Diye gidiyor :D Kim bu diyeceksiniz ismi bir yerlerden tanıdık geliyor ama... Kendileri Ricki Hall olurlar efendim :) Asıl adı Ricki Scott Hall'dır. İngiltere'de mankenlik yapan Ricki. (İngiliz erkeklerine bayılırım :D ) Tarzını değiştirerek değişimin efendisi olmuştur.


İlk başlarda işe bu şekilde başlamış mankenliğe. Daha sonra sıradan birisi olmak ona göre olmadığına karar verince Tarzında ufak oynamalar yapmaya başlamış.

                                                             















Evet kabul ediyorum bu değişim süreci boyunca çok tipsiz olduğu zamanlar olmuş :DD




Yavaş yavaş toparlamış ama kendini yukarıda  gördüğünüz üzere :) 




Ve işte son hali ile ilk hali arasındaki fark. İnsan şok oluyor. Yavrum önceden böylemiydin sen diye. Kaç yaşındasın sen bakiiyim... Kendileri 26 yaşında olurlar :) Öyle hemen sulanmaya kalkmayın vallahi yolarım hepinizi. Benim ooo !!

Tesadüfen pinterestte gördüm fotoğrafını. İlk gördüğümde ki ruh halimi anlatamam. Aşağıya koydum sizde bakın :)


Allahımm!! O beyaz ten; O bakışlar, Hele sakalları ve saçları.. Bir insana uzun sakal bu kadar yakışır. Saçlarının kulaklarına kadar uzanması... '' Beni en büyük çeken motorun yaptığı dalga... köpürtmesi :''( '' Modundayım ben :P :D

Evet şimdi müjdemi isterim Ricki Hall bisexüel :D Evet evet yanlış duymadınınz hala benim olma ihtimali var :D Ayrıca çok eğlenceli bir kişiliği var :)
Burnunu karıştırırken bile çok tatlı taammıı :D
Ay şebek yaa bakışlara bak seni gidi seni :*
 

























Bunlarda Bisexüel olduğuna dair fotolar. Kızlarla öpüşürken çekilen fotolarını atmıyorum pis yellozlar Uzak durun Ricki'den -,-


 Efendim zaten sakallı erkekler her zaman 1-0 önde başlarlar bence. Bir de kumral olunca dadundan yenmez :) Ricki zaten benim için bir ilah olmuş durumda resmen.

 Ayrıca Ricki Hall Ufak çaplı Djlik yapıyor. İdeal koca profili budur benim için. Eğlenmesini bilen, komik, yakuşugluu, Yeri geldiğinde sert olan vs. vs. :)

Bu arada vücudunda kaç tane dövme var gerçekten bilmiyorum. Her geçen gün artıyor :D PandCo da kendi giyim kolleksiyonu var isteyen buradan bakabilir.


Bacaklarıda çok sexi ^.^

Kendiside çok sexiii <3

Ayrıca saç sakal kesimini aşırı derecede beğenenler vardır elbet.Bunun için sizlere saç kesim videosunu koyuyorum. Tabii kafa şeklinizinde biraz benziyo olması lazım bu saç modelini taşıyabilmek için. Sonra yok şurası şöyle olcak burası böyle olcak derken yamuk yumuk kestirmeyin :D Gidin bu videoyu izletin daha iyi olur :) Hem o kafası kıt olan kuaförüze bir şeyler anlatmak için ıkınmamış olursunuz :D Hem de ince ayrıntıları görmüş olur kuaförünüz. Artık gerisi el maharetine kalmış. Baktınız beceremedi 3 numaraya tekrar kestirin :DD :P Gaylerin saçı kıymetlidir. En iyisi mi gidin adam akıllı güvendiğiniz bir kuaföre kestirin :)




Öyle işte şekerler bu günlük benden bu kadar. Umarım beğenirsiniz yazımı. Öpüldünüz kocaman :*

14 Eylül 2014 Pazar

Ailemde biliyo artık. ( AÇILDIM )

Aileme açıldııııııım :) Çok ani bir giriş oldu. Ohaa ne ara açıldın falan diyeceksiniz ama yazı yazmaya ara verdiğim süre içerisinde oldu bu hadise. Aslında açılmadım açılmak zorunda kaldım ve hala hayatta olduğuma göre olumlu yönde sonuçlandığını tahmin edebilirsiniz :D

Aslında üniversiteyi bitirip kendi paramı kazanmaya başladığım zaman aileme açılmayı planlamıştım.(Planlı olmak kendimi güvende hissetmemi sağlıyor size de tavsiye ederim :) ) Çünkü maddi bağımsızlığımı kazanmadan aileme açılmak demek. Eğitimimi tamamlayamadan dımdızlak ortada terk edilme riskini göze almak demek. Ki bu çok TEHLİKELİ. Böyle bir işe kalkışmadan önce bu tür şeyleri göz önünde bulundurmanız gerekir. Her ne kadar aile fertlerini tanıyor olsanız; ne kadar çok sizi seviyor olsalar bile bu gibi bir durumda nasıl tepki vereceklerini tahmin EDEMEZSİNİZ. Her şeyden önce maddi bağımsızlığınızı kazanmak önceliğiniz olmalıdır. Sonra isterseniz açılırsınız; istemezseniz açılmazsınız. Ama ben açılmanız taraftarıyım. Nedeni ise bu kadar homofobik bir toplumda, homofobiyle baş edebilmemizin tek yolu bu. Neyse konu farklı yerlere gidiyor :D Her şeyi yavaştan planlıyordum. Nasıl tepki vereceklerini tahmin etmeye çalışıyordum; Konuyla ilgili filmlere bakıyorum. Acaba eve mektup mu bıraksam yoksa cesaret edebilir miyim karşılarında söylemeye diye düşünüyorum... Neyse açılma kısmına gelelim şimdi :)

Her şey telefon faturalarımın yüksek gelmesiyle başladı. ( Ne alakası var diyeceksiniz ama okumaya devam edin :D ) Sonunda meraktan deliye dönen babam kimlerle mesajlaştığımı ne konuştuğumu öğrenmek için telefonuma gözünü dikmişti. Bende tabi telefonu yanımdan ayırmıyorum ayıracağım zamanda şifreliyordum. Bir gün sabah pat diye elimden telefonumu aldı. Mesajlarıma bakacak ne işine yarayacaksa -.- Ve ben şapşiklik yapıp biraz fazla panikledim( Bayağı bir fazla ). Ben panikleyince tabi adam daha çok merek etmeye başladı mesajları. Bende kavga ettim bağırış çağırış. Bir yandan ver şu telefonumu diyorum diğer yandan eteklerim zil çalıyor. En sonunda babam bu telefonu sana versem bile telefon şirketine gidip mesajların dökümanını alırım dedi. Tabi ben daha fazla panikledim durum böyle olunca. Çünkü babamı tanıyorum, hattımda onun üstüne. Üşenmeden o dökümanları alırdı yani. Beynim bir çıkış yolu arıyor... Acaba nasıl atlatabilirim babamı diye ama yok yani hiç bir çıkış noktası yok durumun. En iyisi mesajları okuyup gay olduğumu öğrenmesindense benim söylememin daha doğru olacağına karar verdim.( Mesajlarda da öyle çok bir şey yok yani okusa sadece gay olduğumu anlar ) ''Tamam'' dedim büyük bir endişe ile ''Mesajlarda ne yazdığımı söyleyeceğim.'' dedim. Dedim ama bir yandan da ağlamaya başladım. Babam da endişelenmeye başladı dolayısıyla. ''Nedir bu oğlum bu kadar canını sıkan şey. Neden bizden saklıyorsun'' dedi. Ama hiç konuşmuyorum ben. Bayağı uzun bir süre salya sümük ağladım. En sonunda ''Söyleyeceğim ama şartlarım var...'' dedim. Tereddüt ederek şartlarımı sordu. Birincisi kesinlikle ama kesinlikle önyargılı olmayacağına söz vermelisin dedim. İkincisi bu konu hakkında bilginizin olmadığını biliyorum o yüzden bana güvenmelisin dedim. Ki babam bana hiç güvenmez yani. Üçüncüsü ise İzlemeni istediğim bir film var onu baştan sona izleyeceksin dedim. Büyük bir tereddütle kabul etti babamda. Çünkü yapacak başka bir şeyi yoktu. Biraz bekledikten sonra ''ben eşcinselim'' dedim. Bunu söylemek gerçekten çok zordu. Ağzımdan nasıl çıktı o kelimeler hala hatırlamıyorum. İlk tepki olarak inanmadı ''Sen öyle değilsin oğlum. Nerden çıktı bu? '' dedi. Daha sonra açıkladım iste elimden geldiğince bilgilendirdim. Ama dinlemedi çok fazla beni her zamanki gibi. LİSTAG'ın belgeseli olan Benim Çocuğum adlı filmi izlettim. Filmi izledikten sonra bana benim o filmdekiler gibi olmadığımı değişebileceğimi falan idda etti. Sonra gitmiş hemen anneme söylemiş. Annem ise babamdan daha homofobik. İnanılmaz yani. Televizyonda falan görünce bile söyleniyor. İlk başta eşcinsellik konusu açıldığında babamla tartışırken annemle her lafının sonu sözlü kavgaya varıyordu. İlk iki hafta  evdeki herkes dağıldı psikolojik olarak. Her gün neredeyse benim eşcinsel olmamla ilgili konuşuyorduk. Bu konuşmalar gerçekten çok geriyor insanı. En sonunda çıkmaza girdik. Annem ve babam bir kızla denememi söylüyor. Ben ise bunu zaten kabullenme sürecinde denediğimi. Böyle bir şeyin olamayacağını anlatmaya çalışıyorum. Ama nafile tabi bütün konuşmalarım. Anneme izletebileceğim bir film vardı. İsmi Players Bor Bobby. Filmi izletmeden önce oradaki eşcinsel çocuğu benim yerime koymasını istedim kendisini de o çocuğun annesi yerine. Filmin bayağı katkısı oldu doğrusu. Bazı yerlerde benim bazı yerlerde annemin gözleri doldu. Artık annemle sözlü kavgalara girmiyoruz. Daha sonra babama LİSTAG'ı arayıp bağlantı kurmasını istedim. Mırın kırın etti ama aradı sonunda. LİSTAG ise her ay toplandıklarını söylemiş. İsterseniz bu toplantılara katılabilirsiniz demişler. Ayrıca yaşadığım şehir İstanbul'a uzak olduğu için. Ankara'da oluşan yeni bir aile grubunun oluştuğunu ve isterseniz oraya katılabilirsiniz demişler. Durum böyle olunca babam Ankara'daki Gökkuşağı Aile Gurubunu aradı. Onlarda her ayın otuzunda toplanıyorlarmış bakalım gideceğiz beraber. Umarım daha fazla ilerleme kaydedebiliriz.


Şimdilik yanımdan erkek sinek geçse kovalıyolar. Ellerinden gelse bütün erkek arkadaşlarımın GBT'sini çıkarıcaklar :D Hapis hayatı yaşıyorum resmen. Allahtan üniversiteye tekrar geldim de rahatladım. Hala bir kızla denemem taraftarılar. Annem hala inanmıyor benim eşcinsel olduğuma. Şeytan diyor git sevgili yap eve getir :PP Ahahaha Büyük ihtimalle evden kovarlar beni :D Eşcinsel deyince akıllarına büyük ihtimalle aşırı feminen biri geliyor dolayısıyla bağdaştıramıyorlar benimle. Daha aktif-pasif olaylarını bilmiyorlar bilseler neler olacak kim bilir :D Öyle işte kuzucuklarım :) Şanslı bir ailede doğduğumu fark ettim. Çocuğuna ölmesini söyleyen aileler ile kıyasladığım zaman çok çok şanslı olduğumu anladım. Babamla aramızda gecen onca olaydan sonra bana destek olmaya çalışması gerçekten şaşırtıcı bir durum. Zaman geçtikçe duruma alışmalarını ve kabullenmelerini beklemekten  başka çarem yok. Ama azimliyim bu konuda. Zamanı geldiğinde sevgilimle bile tanıştıracağım :)) Darısı sizin başınıza :D Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. KEEP CALM and PUKE RAİNBOW :D

12 Eylül 2014 Cuma

Giriş

Herkese selamm :)) Blog yazmaya uzun bir ara verdikten sonra yeni bir blog yazmaya tekrar başladım. Sebebi ise artık eski blogumun artık bana hitap etmediğini düşünüyorum. Ayrıca ilk blogumu yazan kişi ile şu an yazan kişi arasında dağlar kadar fark var. Yaşlandımm artık :P Ehehehe.
Bu bloguma bir hayvan teması seçtim.( Yukarıda gördüğünüz üzere Geyik efendim :D ) Sebebi ise hayvan olan geyiğin insanlar arasındaki rolü: Geyik öncelikle gücü temsil eder. Özgür bir ruhu vardır. Boynuzları tacıdır onun. Kendisinin efendisidir yani. Sessiz ve saftır. Kendisini dinleyenlere yol göstericilik yapar. Duyarlılıgı ve kibarlıgı ile diğer bir yandan ölçülü maskülenliği temsil eder. Adaleti ve dengeyi savunur. Yani bir çok anlamı var :D İşte bunları kendimle bağdaştırdığım için Geyiği seçtim canlarım :)

Peki Bay Geyik kimdir. Ne işe yarar bu ibne :D Ben yolda yürürken yanızdan geçebilecek sıradan birisiyim. Herkes aynı zamanda hiçkimseyim :P Yersen :DD Üniversite öğrencisiyim yani sıradan. ( Sınav dönemi depresif diğer zamanlarda çılgınlık peşinde koşan ) Hayatın hızlı şeridinde yol alıyorum şimdilik. Beklentilerim sağlam bir iş sonra ilişkimiz ilerleyince açık ilişki teklif etmeyecek bir koca :D Daha sonra ne olur bilmem. Önce şu bulunması imkansız olan kocayı bulmam lazım. Sonrasını sonra düşünürüz :D  Egoist bir insan değilim. Deli doluyum biraz. Enerjim genelde çok yüksektir. Fakat düşerse tam düşer. Her telden çalmasını bilirim :P ( Her tel olmasa da çoğunu çalarız yani :D ) Gayet duygusalım :) Arada bir odunluğum tutar '' Erkekleri daha çekici yapar. Erkekleri kadınlardan ayıran özelliğidir '' Kuralları olan bir insanım. Çok kalabalık ortamları sevmem. Az ve öz olsunlar daha iyi. Dışarıdan bakıldığında gerçekten çok itici biriyim. İlk gördüğünüzde ''Bu niye gelmiş lan buraya. Suratsızz!!'' falan dersiniz yani :D Ama tanıdıktan sonra değişiyor genellikle benim hakkımdaki düşünceler :)) ( Ay niye öyle düşünüyolar hala çözemedim çok tatlıyım bikerem hıh :D ) Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim :D

 Bu blogda muhabbetin geyiğinden tutun hayatın acılarına kadar gireceğiz. Bazen güzin abla olup bazen de sarı çizmeli mehmet ağa olucam :D Arada bir betimlemenin doruklarına çıkacağım. Hayal dünyamın penceresinden bakacağız :) Gerçeklere dalacağız bıçak kadar keskin. ( Kendimi bir an haber ajansı reklamında gibi hissettim :D ) Öyle işte konuşacak konu bol. Haa durun arada bir oğlan kesmezsek vallahi çatlarım. Dedikodu da yaparız hem :DD Tabikiii Bay Geyik farkıyla olacak bunların hepsi ;)


Kısa bir giriş yapayım dedim. Umarım beğenirsiniz yazılarımı. Hepiniz hoşgeldiniz bloguma :))